Dünya üzerinde yaşayan milyonlarca türde canlı olduğunu biliyoruz. Her canlı türünün kendine özgü özellikleri olduğunu da. Peki ya görkemli okyanuslarda ne tür canlılar yaşıyor ya da biz bu canlıların ne kadarını biliyoruz? Okyanusların derinliklerinde tek hücreli canlılardan tutun da insan vücudundan onlarca kat büyüklükteki canlılara kadar birçok çeşit mevcut ancak okyanuslarda bizim haberdar olduğumuz ve analiz edebildiğimiz canlı türü oldukça az. Yalnızca buzdağının görünen kısmını biliyoruz diyebilirim. Biyoçeşitlilik bakımından en zengin biyomlardan biri olan mercan kayalıkları, okyanuslardaki biyoçeşitliliğin büyük bir kısmını oluşturuyor. Canlı çeşitliliğinin azalmaması için mercan resiflerinin korunması da büyük önem taşıyor. En meşhur mercan kayalığı Avustralya’nın kuzeydoğu sahillerinde bulunan, uzunluğu 2000 km olan Büyük Set Resifi’dir. Mercanlar, denizlerin ve okyanusların dibinde adeta bir çiçek bahçesi gibi rengarenk görünürler. Kırmızı, yeşil, beyaz çizgili, çimen ya da yelpaze gibi farklı renk ve şekilleriyle büyüleyici bir görünüme sahiptirler.
Uçsuz bucaksız buz kütlelerinin olduğu kutuplarda acaba sandığımız kadar az türde canlı mı var? Aralarında bir Türk bilim insanının da bulunduğu bir grup, Norveç’in kuzeyinde Svalbard Adası’nda yaptığı çalışma sonucunda bdelloid rotiferlere ait 52 yeni tür tespit etti. Bu çalışma bilinenin tam aksine kutupların mikroskobik açıdan tür zengini olduğunu gösterdi. Fazlasıyla ilginç olan bdelloid rotiferlerin yaklaşık olarak 450 türü tespit edilmiş olmasına rağmen bir tane bile erkek bireye rastlanmamış. Yapılan incelemeler sonucu bdelloid rotiferlerin mutlak partenogenez adı verilen eşeysiz üreme yöntemiyle nesillerini devam ettirdikleri görülmüş. Partenogenezle üreyen canlılarda belli kritik dönemlerde eşeyli üremeye geçiş yapıldığı biliniyor. Uzmanlar ise bunun sebebinin popülasyonun hastalıklarla ya da herhangi olumsuz bir koşulla karşı karşıya kaldığında türün tamamının yok olmaması ve tür içi çeşitliliğin hızla yitirilmemesi için geliştirilmiş bir adaptasyon olduğu görüşündeler. Mutlak partenogenezle üreyen canlıların en nihayetinde türlerinin tamamen yok olacağı düşünülse de Bdelloid rotiferler 40 milyon yıldır yeryüzünde yaşamlarına devam ediyorlar. Bunu nasıl başardıklarını merak eden Cambridge Üniversitesi ve Imperial College London’dan bazı araştırmacılar bdelloid rotiferler üzerinde çalışmalar yapmışlar. Bdelloid rotiferlerin mRNA’larını incelediklerinde genlerinin %10’unun farklı türlere ait olduğu tespit edilmiş. Bu %10’luk kısmın özellikle alglerin ve mikroskopik diğer canlıların genlerinin bir karışımı olduğu anlaşılmış. Buradan çıkarılan sonuç ise, bdelloid rotiferlerin yedikleri canlıların DNA’larını sindirmek yerine kendi DNA’larına eklemeleri. Bu sayede rotiferlerde görülmeyen özelliklere sahip olarak milyonlarca yıldır yeryüzünde kalmayı başarmışlar.
Biyoçeşitlilik, ekosistemi dengede tutarak dünyamızı yaşanabilir bir hale getirmektedir. Temiz hava ve su sağlanması açısından da oldukça önemlidir. Ayrıca biyoçeşitliliği oluşturan hayvan ve bitkiler; tarım, hayvancılık, eczacılık, tıp ve sanayi gibi birçok alanda kullanılır. Günümüzde tarım ve teknolojide gelinen bu noktayı biyoçeşitliliğe borçlu olduğumuzu söyleyebiliriz.
Komentarze