top of page

HASTALIK TEŞHİSİNDE DNA TABANLI TEKNOLOJİ

McMaster Üniversitesindeki araştırmacılar enfeksiyon tespiti için laboratuvar ihtiyacını ortadan kaldıracak bir cihaz geliştirdi. Mevcut uygulama genellikle laboratuvara numune gönderilmesini gerektiriyor ve bu işlem günler alabilir. Bu cihaz sayesinde sadece doktora gidip muayenehaneden bir saatten daha kısa bir sürede bilimsel olarak onaylanmış bir teşhisle çıkabileceğiz. Ayrıca bu teknoloji yoğun klinisyenlerin iş yükünü azaltabilir ve hızlı sonuçlar sayesinde enfeksiyonun yayılma oranını da düşürebilir. Nature Chemistry dergisinde yayımlanan makale, gerçek klinik örnekleri kullanılarak yapılan testlerde, cihazın idrar yolu enfeksiyonlarının teşhisindeki etkinliğini ortaya koyuyor. Ek olarak araştırmacılar, cihazı kanser belirtilerini teşhis etmek ve COVID-19’a neden olan virüs için de uyarlamayı ve geliştirmeyi planlıyorlar. Makalenin ortak yazarlarından, mühendislik fiziği doçenti Leyla Soleymani, bu teknoloji sayesinde hastaların daha iyi tedavi ve daha hızlı sonuçlar alabileceğini ayrıca gereksiz antibiyotik kullanımından da kaçınılabileceğini söylüyor.

Peki cihaz nasıl çalışıyor? DNA tabanlı bu teknoloji, kan şekeri monitörü gibi bir el tipi cihazı. Basitçe anlatmak gerekirse bazı DNA enzimleri (bu araştırmada RNA-cleaving DNAzymes kullanılmış), belirli bir biyobelirtecin tanımlanmasını gerektirmeyen bir yöntem kullanarak E. Coli gibi bakteriyel patojenleri tanıyabilirler. İşte bu elektroaktif enzimler belirli bakteri hedeflerini tanımlamak ve daha sonra gelen sinyali mikroçipe aktarmak için bir DNA barkodu bırakıyor. Bu mikroçip vücut sıvılarını analiz ediyor. Cihaz bir USB bellek boyutunda ve akıllı telefona bağlandığında sonucu gösteriyor.

Buluş, Leyla Soleymani ve ekibinin geliştirdiği elektrokimyasal mühendislik teknolojisini, Yingfu Li ve meslektaşı Dingran Chang tarafından geliştirilen biyokimyasal teknoloji ile birleştiriyor. Bu yeni teknoloji antibiyotiğe dirençli olan bakterileri diğer antibiyotikle tedavi edilebilen bakterilerden ayırabilir ve bu büyüyen antibiyotik direnci problemine çözüm olabilir. Leyla Soleymani, klinisyenlerin testlerden dolayı yaşanan gecikmelerin çözülmesi gerektiğini belirttiğini de aktarıyor.

Bilim insanları bu cihazın sadece Kanada’da değil tüm dünyada, özellikle laboratuvar testlerine erişimin sınırlı olduğu veya hiç olmadığı yerlerde kullanılabilmesi için makam onayları ve endüstri ortaklıklarını araştırıyorlar. Bu teknoloji hastalık tanı ve yönetiminde insan hayatına kolaylıklar sağlayabilir ve geliştirilirse kanser tedavilerine de bir umut olabilir.



Editör : Merve Koçoğlu


bottom of page